Yenidoğan davasında sıra bebek katilinde
Bebeklerin ölümüne neden olan yenidoğan çetesinin yargılanmasına altıncı günde de devam ediliyor. Bugün çete lideri doktor Fırat Sarı savunma yapıyor. Sarı, “Her şeyi anlatmak istiyorum” diyerek itiraflarına başladı.
Türkiye’nin gündemine oturan yenidoğan çetesi davasında beş gün geride kalırken bugün davada çete lideri Fırat Sarı savunma yapıyor.
Fırat Sarı’nın savunması öncesi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’den para karşılığı hastaları yönlendirdiği itirafı geldi.
Özdemir dünkü duruşmada, “Suçlamaları kabul etmiyorum, ancak hasta yönlendirerek para kazandığımı kabul ediyorum. Burada bir gerçeği açıklamak istiyorum: İstanbul’da yalnızca 4 kuvözlü ambulans bulunuyor. Bu ambulansların bir hastaya ulaşması en az 2 saat sürüyor. Bu nedenle, tıp merkezinden yoğun bakıma ihtiyaç duyan bir hastanın sevk edilmesi ortalama 5-6 saat alıyor” ifadelerini kullandı.
Hakim karşısına çıkma sırası bu kez çete lideri Fırat Sarı’ya geldi.
Sarı savunmasına başladı. Gazeteci Emrullah Erdinç Sarı’nın savunmasından bölümleri şöyle aktardı:
“FETÖ DÖNEMİNE KADAR DEVLETLE BAĞLANTIM VARDI”
-1975 Bingöl doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi orada tamamladım. 17 yaşımda tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. 16-17 yaşlarında çocukların ölüm orucu yaptığı dönemde bulundum. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Daha sonra ayrıştım ve güvenlik güçleriyle görüşmeye başladım. FETÖ dönemine kadar devletle bağlantım vardı.
İTİRAFLARINA BAŞLADI
-Önce işletme nedir diye baktığımda, sadece yenidoğan değil, kulak burun boğaz, göz, fizik tedavi… Hatta fizik tedavi, en çok işletmenin olduğu bölüm. Bu yola baktığımda yapabilir miyim diye düşündüm ve böyle başladım.
“ÖZEL SAĞLIKTA HER YERDE OLAN BİR DURUM BU”
-Sözleşmelerle ilgili ne varsa bana her şeyi sorabilirsiniz, her şeyi size detaylı anlatacağım. İlker Gönen ile tanıştık. Kendisi de nasıl tanıştığımızı anlattı. O da benim gibi çalışmayı seven bir insandı. Bu operasyon süresince A Hastanesi dahil birçok hastaneden teklif aldım ama ‘yoğunuz’ diyerek kabul etmedim. Özel sağlıkta her yerde olan bir durum bu.
“ÇALIŞAN HEKİM VE HEMŞİRE BULMAK ZOR”
-Hastaneler neden işletme istiyor? Onu da anlatayım. Çalışan hemşire ve hekim bulmak zor. Diğer konu ise bunların ücretiyle ilgili. Özellikle hemşirelerin maaşlarında bir sorun var. Maaşlar genelde asgari ücretin biraz üzerinde. Aldıkları büyük sorumluluklara rağmen yargılanan hemşireler asgari ücretten biraz fazlaya çalışıyor. Birine fazla maaş verdiğinde bu sefer iş ortamındaki denge bozuluyor.
-Diğer yandan hasta sorunu var. Ben özel hastanelerden yanayım. Bu yerler insan sağlığını önemsiyor ama aynı zamanda para kazanmak istiyorlar. Doğru yönetilmeleri de çok önemli çünkü küçük bir olay bile korkunç boyutlara ulaşabiliyor.
“SİSTEMİ BEN KEŞFETMEDİM, SİSTEM ZATEN VARDI”
-İstanbul’da her taraf işletme. Benden önce de birçok kişi bu işi yapıyordu. Sözleşme ise ‘hizmet işbirliği sözleşmesi’ olarak adlandırılıyor. Bu sözleşmeyle her şey hastaneye aitti; doktor, hemşire vs., tamamen hastanenin kendi kurumsal sistemi aynen çalışıyordu. Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı.