Gene Hackman eşiyle evinde ölü bulundu

Hollywood’dan ölüm haberi dünyayı şoke etti. Sinemanın efsanelerinden usta aktör Gene Hackman’ın eşi Betsy Arakawa ile birlikte evlerinde ölü bulunduğu açıklandı.
KÖPEKLERİ DE YANLARINDAYDI
1991’den beri evli olan çiftin cesedi köpekleriyle birlikte bulundu. Yerel medya cinayetten şüphelenilmediğini bildirdi.
Polis, efsanevi Hollywood aktörü Gene Hackman’ın New Mexico, Santa Fe’deki evinde eşi piyanist Betsy Arakawa ile birlikte ölü bulunduğunu açıkladı.
POLİS “CİNAYET ŞÜPHESİ YOK” DEDİ
Santa Fe İlçe polisi 95 yaşındaki iki Oscar ödüllü aktör ile 34 yıllık eşi 63 yaşındaki Arakawa’nın ve köpeklerinin cesedini buldu.
Yetkililer olayda cinayet şüphesi olmadığı söylerken usta aktör ve eşinin ölüm nedeni henüz açıklanmadı.
Hackman, “The French Connection”, “Bonnie and Clyde” ve “The Royal Tenenbaums” filmlerindeki performanslarıyla hafızalara kazınmıştı ve kendi döneminin en başarılı oyuncularından biri olarak kabul ediliyordu.
Sayısız ödülün yanı sıra iki kez de Oscar kazanan Gene Hackman’ın 30 yıl evli kaldığı ilk eşi Faye Maltese’den Christopher, Elizabeth Jean ve Leslie Anne adında üç çocuğu vardı.
BABASININ EVİ TERK ETMESİ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Asıl adı Eugene Hackman olan usta oyuncu babası o 13 yaşındayken evi terk edince 16 yaşında Deniz Kuvvetlerine katılmıştı.
Orduda 5 yıla yakın hizmet verdikten sonra üniversitede gazetecilik ve televizyon yapımcılığı alanlarında eğitim alan Gene Hackman 27 yaşında oyunculuk kariyeri için her şeyi geride bırakıp California’ya yerleşti.
OYUNCULUK HAYALİYLE NEW YORK’A TAŞINMIŞTI
Burada henüz 19 yaşında olan Dustin Hoffman ve bir başka efsane aktör Robert Duvall’le tanışan Gene Hackman onlarla adeta bir ekip gibi hareket etmeye başlamış ve bu üç büyük oyuncu hep birlikte New York’a tanışıp şanslarını orada aramıştı.
1964’te, 34 yaşındayken, Hackman Broadway’deki büyük çıkışını yapmış 1967 yapımı unutulmaz film “Bonnie and Clyde” ile de ilk Oscar adaylığını kazanmıştı.
ÇEKİMLERİ SES GETİREN UNUTULMAZ FİLMLE İLK OSCAR’INI KAZANMIŞTI
1972 yılında, başrol oyuncusu olarak statüsünü sağlamlaştıran “The French Connection” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandı. Tüm zamanların en iyi araba kovalamaca sahnelerinden birine sahip olan suç gerilimi, Brooklyn’de ölüme meydan okuyan dublörlerle ve çekim izni alınmadan yasadışı olarak yapıldı.
Hackman, “The French Connection”ın 50. Yıl dönümünü kutlamak için 2021’de The Post’a verdiği röportajda “Film yapımı her zaman riskli olmuştur, hem fiziksel hem de duygusal olarak, ama bu filmi, isabetler ve ıskalarla dolu bir kariyerde bir an olarak görmeyi tercih ediyorum” demişti.
Filmle kazandığı ün ve başarı da yadsımayan efsane isim “Oyunculuk kariyerimde bana kesinlikle yardımcı oldu ve bunun için minnettarım.” demişti.
100’DEN FAZLA FİLMDE OYNADI
Sadece bir kez izlediğini söylediği “The French Connection’ın ardından Hackman ’Young Frankenstein” (1974), “Night Moves” (1975), “Bite the Bullet” (1975), “Superman” (1978) ve Clint Eastwood’un kendisine En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandıran “Unforgiven” (1992) filmlerinde rol aldı.
Usta aktör ayrıca “The Poseidon Adventure”da (1972) yoldan çıkmış bir papazı, “Hoosiers”da (1986) şanssız bir lise basketbol koçunu, “The Firm”de (1993) sinsi bir vergi avukatını ve “The Royal Tenenbaums”da (2001) eksantrik bir babayı canlandırarak gişe rekorları kıran filmlerin başrollerinde yer aldı.
ONUR ÖDÜLÜNÜ SEVDİĞİ ARKADAŞLARININ ELİNDEN ALMIŞTI
Michael Caine, 2003 yılında kendisine Cecil B. DeMille Ödülü’nü (Oscar’larda verilen Onur Ödülü) takdim ederken Hackman’ı tanıdığı “en büyük aktörlerden biri” olarak selamladı.
Ödülü veren Robin Williams ise onun için “Gene Hackman Hollywood’da aktörlerin aktörü olarak bilinir ama benim evimde en büyük komedyenlerden biri olarak bilinir” demiş ve onu “İster komedi ister drama olsun, sen Amerika’daki en yetenekli aktörsün. Ayrıca gerçekten insanüstü bir varlıksın” sözleriyle onurlandırmıştı.
EMEKLİ OLDU, GÖZ ÖNÜNDEN KAYBOLDU
Hackman 100’den fazla filmde rol aldıktan sonra 2004 yapımı “Welcome to Mooseport” filmiyle son kez beyazperdede göründü ve emekli olarak New Mexico’ya yerleşti.
Emeklilik kararı için “Bardağı taşıran damla aslında New York’ta yaptırdığım bir stres testiydi. Doktor bana kalbimin strese dayanamayacağını söyledi” diyerek açıkladı.
Gene Hackman emeklilik kararı aldıktan sonra göz önünden çekilmiş, eşiyle birlikte yaşadığı yeni memleketinde resim yapmaya, balık tutmaya ve anılarını yazmaya başlamıştı.