Fikir Hürriyeti mi, İftira mı?

Gazeteci Özlem Gürses’in Cezalandırılmasının Bize Hatırlattıkları…

Birçok Gazeteci ve Yazar fikirlerinden dolayı gözaltında…(değil). Destekleyenler ya konunun detaylarından haberi yok algı yapılıp aldatılmış ya da kötü niyetli. Başka bir izahı olabilir mi?

Fikir Hürriyeti başkadır…
Ülkemizin Bölünmez Bütünlüğünü hedef alan sözler söylemek başkadır…
Bu ikisini bir birine karıştırmayalım..!

-Hemen şöyle bir arşivleri beraber karıştıralım mı..?

Terörle Mücadele Yasası, ilk kez 1991 yılında Anavatan Partisi Genel Başbakanı ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından çıkarılmış olup, 2972 sayılı kanun kaldırılmıştır.

Kürtçe konuşmayı yasaklayan 2972 sayılı Kanun için Mesut Yılmaz, “Bu Kanun, Hukuk sistemimizin bir ayıbıdır. Askeri Yönetim zamanında çıkmış bize göre fevkalade yanlış bir kanundur” demişti.
Ve 1991 de kabul edilen bu yasa ile 50 yıl tartışılan “Fikir Hürriyeti konusunda; Özgür, Demokrat fikir getirilmişti”.
Fakat bunun yanında tek bir fikir suçu kalmıştı , O da “ Bölücü Propaganda Suçu”.
Mesut Yılmaz, 32.Gün Arşiv’de bir soru soruyor:”Terörle mücadele veren bir ülkede Türk askerine ‘işgal ordusu’ diyen insanlar, gerillaya ‘ kurtuluş savaşçısı’ diyen insanlar, Atatürk’e ‘sömürgeci, emperyalist’ diyen insanlar, cezalandırılmalı mıdır? Cezalandırılmamalı mıdır? Bu soruya net cevap vermeden bu konuyu tartışamayız. Türkiye bu kadar Terör Tehdidi altındayken bu yasanın korunması gerekir. “ diyerek konuyu noktalamıştı.

Yani ülkenin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden, zarar veren, Terörle Mücadele Yasasına göre,”Özgürce düşünce ve fikir ancak ülkemizin bölünmez bütünlüğüne zarar veriyorsa suçtur..!”

-Peki, bu yasaya 1995’ten beri kalksın diyenlerin amacı nedir?

Anlayamıyoruz, gerçekten de Türk Ordusuna hakaret eden birini mağdurmuş gibi gösterip desteklemek nasıl olabilir? Ne yapmaya çalışılıyor?

Net olan: Atatürk’e, Bayrağımıza, Askerimize, Polisimize hakaret etmek suçtur..! Üzerine bastığımız bu kadim topraklara hainlik edenlere asla özgürlük tanınamaz.

-Gazeteci Özlem Gürses neden ev hapsine alındı?

Özlem Gürses’i ülkenin gündemine taşıyan haberin detayı gündembizden’de şöyle yazıldı: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, ‘Samiye Özlem Gürses isimli şahıs hakkında kendisine ait ‘TV OZ’ isimli Youtube kanalında bugün (20/12/2024) tarihli yayında Cumhuriyetimizin Milli Ordusu Türk Silahlı Kuvvetlerimiz hakkında ‘Gördüğünüz üzere IŞİD yapısı, yani TSK-SMO yapısı Kürtlerin olduğu bölgelerde küçük küçük kazanımlar elde etmiş, ö.” şeklinde sözler sarf ederek Türk Silahlı Kuvvetlerimize Terör Örgütü benzetmesi yaptığı, işkence ve katliamlarda bulunan Terör Örgütleriyle birlikte hareket eden ve işgalci olarak nitelendirdiği bir kurum olarak gösterdiği tespitiyle Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama ve Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlarından soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımız tafından re’sen başlatılmış olup şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır.”Haberin aslı aynen bu şekilde…

Atatürk’e, askerimize, polisimize hakaret edenleri Sosyal Medyada destekleyen, yorum yazanlar ve ya mağdur edebiyatı döşeyip manşetlere taşıyanlar dua etsinler çok özgür bir ülkede yaşıyoruz. Almanya’da terör söylemlerine sosyal medyada ‘like’ atan bile ceza alıyor. Yabacı uyruklular hemen sınır dışı ediliyor.

Sonuç olarak; Fikir Hürriyeti ile Ülkemizin Bölünmez Bütünlüğünü hedef alan söylemler birbirine asla karıştırılmamalı. Çok dikkatli olmalıyız…

Türk Ordusu Hudutlarımızda, bizler sahada her daim nöbetteyiz..
Safları sıkı tutunca hainlere geçit vermeyiz ve kimse de nankörlük etmeye cesaret edemez.
Çünkü burası Türkiye..!

110 yıl önce bugün 22 Aralık 1914. Ülkemizde yaşanan en uzun gece aslında 22 Aralık, 21 değil…
Ciğerimizi sızlatan derin bir sızı var. Sarıkamış Destanı’ şiirinde lise öğrencisi Kara Mehmet Yıldız, kalbimize işleyen ruhumuzu ele geçiren ve her Türk’ün bugün karda yüreklerinin nasıl yandığını mısralarına şöyle yazmış;

“N’olaydı yüreğimdeki acı kurşun yarasından olaydı
N’olaydı Allah’ım bu bayrak kanımla boyanaydı…
 
Allahuekber dağlarına kardelen oldular
Bir gecede güneşi görmeden soldular
Ne büyük acı ya Rab korkmadan ölüme koştular
Bir gül ki içimde, en çok o ağlar.”