Bir ayda beş kişi yaşamını yitirdi

Bahar aylarının gelip ve ani sıcaklık artışlarıyla KKKA hastalığını bulaştıran keneler, Sivas, Amasya, Tokat, Erzincan, Giresun ve Yozgat başta olmak üzere birçok ilde görülmeye başladı.

Bu ay kene ısırması sonucu beş kişi yaşamını yitirdi. Uzmanlar, cenazelerde korucu önlem alınması gerektiğini belirtiyor.

KKKA virüsü nedeniyle bu ay Sivas’ta tedavi gören 3 kişi, Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde bir bebek, Tokat’ta tedavi gören bir bebek hayatını kaybetti.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, KKKA hastalığı ve hastalığı bulaştıran kenelerle ilgili merak edilen soruları yanıtladı. 

KKKA HASTALIĞI NEDİR VE İNSANLARA NASIL BULAŞIR?

KKKA sıklıkla keneler aracılığıyla insanlara bulaşan, bazı olgularda ölümle seyredebilen önemli bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu hastalık genellikle ilkbahar ve yaz aylarında ortaya çıkmakta, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan, hayvancılıkla uğraşan insanlarda görülebilmektedir. Hastalık genellikle kenelerin ısırması yoluyla bulaşır.

Enfekte doymuş keneleri çıkartırken kenenin bağırsak içeriğinin ciltle temas etmesiyle bulaşabilir. Hasta hayvanların kanı veya vücut sıvılarıyla temas sonrası ortaya çıkabilir. Hastalığa yakalananların kan veya vücut sıvılarına sağlık çalışanlarının temasıyla da bulaş söz konusu olabiliyor.

GENELLİKLE HANGİ BÖLGELERDE BULUNUR?

Dünya genelinde 900 civarında kene türü var. Bunlardan 700’ü sert, 200’ü yumuşak keneler. Bunların çok azı insanlarda KKKA hastalığına neden olabiliyor.

KKKA hastalığı açısından en riskli olan tür “Hyalomma” cinsi dediğimiz keneler. Coğrafi dağılımına baktığımız zaman yine bu kenelerin gezindiği ortamlarda bu hastalığı daha fazla görüyoruz. Türkiye’de vakalar özellikle İç Anadolu’da Kelkit Vadisi dediğimiz alanda, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yoğunlaşmakta.

Yayılma potansiyeli olarak değerlendirdiğimiz zaman bir iklim değişikliği söz konusu. İklim değişikliği ve artan hayvan hareketliliği dolayısıyla kenelerin daha önce görülmediği bölgelere yayılmasına neden olabiliyor. Bu da KKKA hastalığının farklı bölgelerde ortaya çıkma riskini artırıyor.

Doğa turizmi ve yaylacılık faaliyetleri de risk oluşturmakta. Saman balyalarının başka bölgelere taşınması esnasında da keneler başka bölgelere taşınabilmekte.

BELİRTİLERİ NELER? 

KKKA hastalığının başlangıç belirtileri birçok enfeksiyon hastalığıyla benzerlik gösteriyor. Zaten en çok yanıldığımız nokta bu kısım. Özellikle çoğu hastada ilk belirtiler arasında halsizlik, üşüme, titreme, yaygın vücut ağrısı, iştahsızlık, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları söz konusu olabiliyor. Bu bulgular birçok viral enfeksiyonun başlangıç bulgularıyla benzeşiyor. Gribal ve burucella enfeksiyonunda ilk akla gelen benzer bulgulara sahip.

Hastalık kene tutunmasından yaklaşık 1-3 gün içerisinde 10 güne kadar da uzayabiliyor bu süreç ve hastalık semptomları başlayabiliyor. Bazı hastalarda bulantı, kusma, ishal eşlik edebiliyor.

Yine hastalığı ağır geçiren ve viral yükü fazla olan kişilerde ise yüzde 10-15’lik bir gruptur bu kanama bulgularıyla karşımıza çıkabiliyor. Bu kanamalar sıklıkla ağız içi, diş eti, burun kanaması, mide bağırsak kanaması özellikle ölümcül beyin kanamaları şeklinde de kendini gösterebiliyor.

KENE ISIRDIĞINDA NE YAPILMALI? 

Bize veya acillere başvuran hastalarda kene tutunmalarında çoğunlukla gördüğümüz genellikle kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası gibi alanlar. Bunun dışında cilde ilk temas ettiği bacaklarda, kollarda, bazı hastalarımızda saçlı deride de keneleri görebiliyoruz.

Kene tutunduğunda bizim istediğimiz hiç vakit kaybetmeden kenenin vücuttan çıkartılması. Çıplak elle keneye asla dokunmayacağız. Bunu bezle, naylonla, poşet ya da eldiven gibi keneyi tutacak bir aparatla vücuda tutunduğu en yakın yerinden tek hamlede çıkartmak önemli bir yaklaşım.

Keneyi çıkarttığımız zaman doğaya geri göndermeyeceğiz, alkol içeren ağzı kapalı kutulara atılarak yok edilmeli. Kene tutunan bir kişi kendi çıkartamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı. Kene en kısa sürede vücuttan uzaklaştırılmalı.

KENEDEN NASIL KORUNMALI? 

Keneler sivrisinekler gibi insanları ısırıp kaçmıyor, karnını doyurmak için kan emmeye devam ediyor. Gerek insanlarda, gerekse hayvanlardaki süreci bu şekilde doyana kadar vücutta kalıyor.

Kenelerden korunmak için en ideali kırsal alanlara gitmemek ama bu mümkün değil. Eğer gidilecekse kenelerin kolaylıkla fark edilebilecekleri açık renkli elbiseler giymekte fayda var. Pantolon paçaları çorabın içerisine sokulmalı.

Keneler uçan, zıplayan hayvanlar değiller, tırmanarak hareket ediyorlar. Dolayısıyla ilk bulduğu deri alandan vücut içerisine dağılıyorlar. İnsanlara kene yapışmasını etkili bir şekilde önleyecek kimyasal maddelerle, kenesavarlarla yüzde 100 koruyuculuk mümkün değil.

KKKA VİRÜSÜ BULAŞI MI? 

KKKA, Dünya Sağlık Örgütü tarafından öncelikli hastalıklar listesine alındı. Bunun önemli nedenlerinden birisi bulaşıcı olması.

Özellikle viremik dediğimiz kanda virüs yükünün çok olduğu hastalarda doğrudan kan ya da vücut sıvılarıyla bulaş söz konusu olabiliyor.

Özellikle hasta bakımında koruyucu ekipmanlar kullanıyoruz. KKKA hastası öldüğü zaman birtakım önlemler alınması gerekiyor.

Bu nedenle cenazelerin hazırlanma işlemlerinin hastanelerde olması gerekiyor. Cenazenin taşınması ve defin sırasında ise koruyucu önlemleri almakta fayda var. Tabutun açılmasına müsaade edilmemesi gerekiyor ve mezarın derinliğinin de en az 2 metre olacak şekilde ayarlanması gerekiyor.

BUGÜNE KADAR KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?

Dünyada her yıl ortalama 10 bin ile 15 bin arasında insan KKKA hastalığı enfeksiyonuna yakalanıyor. Bununla birlikte vakaların büyük bir kısmı da Kovid-19’da olduğu gibi hafif bulgularla seyredebiliyor.

Başka ülkelerde yetersiz veri paylaşımı nedeniyle genel rakamlar kayıtlara yansımıyor. Türkiye’de 2002 yılından beri KKKA hastalığına rastlanmakta.

2002 ve 2024 yılları arasında Sağlık Bakanlığı verisine göre, 17 bin 132 vaka görülmüş ve bunlardan 819’u maalesef hayatını kaybetmiştir.

Bu yüzde 5’lik bir orana tekabül ediyor. Dünyadaki ölüm oranına baktığımız zaman ülkemizdeki ölüm oranı kısmi olarak düşük gözüküyor. Bu yıl hastanemizde ilk olgu nisan ayında görüldü.

Nisan ayından beri 21 KKKA hastamızın takip ve tedavisi yapıldı. Şu an servisimizde 6 hasta yatıyor, 1 hastamızda yoğun bakım ünitesinde yatıyor. Bunlar erişkin hastalar.

Çocuk hastalara bakarsak çocuk bölümünde 5 hasta takibi yapılmış ve bunlardan 3’ü hala yatıyor.